Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın terör örgütü PKK ile pazarlık masasında taviz üstüne taviz vermesi ve eli kanlı teröristlerin, ellerini kollarını sallayarak sınır dışına çekilmeleri, şehit annelerini isyan ettirdi. 26 yaşındaki oğlu Turan Kalın’ı şehit veren acılı anne Müyesser Kalın, Anneler Günü münasebetiyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a mektup yazarak; “Oğlum cayır cayır yandı, o katil de cayır cayır yansın. O katille barışacaktınız, oğlum neden şehit oldu?” diye seslendi.


Ölene kadar affetmem


Şehit anneleri, Şehit Aileleri Derneği ve Federasyon Başkanı Hamit Köse’yi ziyaret etti. Ziyaret sırasında şehit anneleri Müyesser Kalın ve Ayşe Karataş, Başbakan Erdoğan’ın konuşmalarında yer verdiği şehit ailelerinden kendisine gelen pazarlık sürecine destek açıklamalarına tepki olarak hislerini kaleme aldıklarını söyledi.
İki acılı anne daha sonra mektuplarını Başbakan Erdoğan’a iletmek üzere Şehit Aileleri Derneği ve Federasyonu Başkanı Hamit Köse’ye teslim etti. Mektubunda pazarlık sürecinin, bebek katili Abdullah Öcalan’ı affa dönüşeceğini yazan Müyesser Kalın, Başbakan Erdoğan’a şöyle seslendi:


Oğlum cayır cayır yandı


“Evladım Güneydoğu’da vatani görevini bitirip evine dönerken, uçak kazasında şehit düştü. Oğlum şehit düştüğünde henüz 26 yaşındaydı. Bir de üç yaşında kızı vardı. Şehit düştüğü haberini televizyondan aldım. Sonrasını anımsamıyorum bile. 8 iğne ile ayakta durdum. 20 gün serum ve iğne ile yaşadım. Oğlumdan geriye yanmış gömlek parçası kaldı. 2001’den beri eksiğim. 16 Mayıs saat 11.00’den bu yana nasıl yaşıyorum, bilmiyorum. Oğlum, o gün cayır cayır yandı. O katil de cayır cayır yansın. Yaptıklarını canıyla ödesin. Madem o katille barışacaktınız, oğlum neden şehit düştü?
Evladımın acısını nasıl dindireceksiniz?”


Katili baş tacı yaptınız


Acılı anne mektubuna şöyle devam etti:
“Oğlum, dağa çıkmadı diye mi şehit oldu? Katilin her dediğini yapıyorsunuz. Baş tacı yapıyorsunuz. Yavrum, kendi yavrusuna doyamadan göçtü bu dünyadan. O katilin her dediğini yapıp, besleyen hükümete sesleniyorum; sayın Başbakan, sen Apo katilini affettin, ama ben seni affetmiyorum. Hakkımı helal etmiyorum. Turan’ımın vebali, yavrumun vebali sizin boynunuzadır. Oğlum, o iti, o katili Kenya’da yakalayıp, zafer işareti ile Türkiye’ye getiren Bordo Berelilerdendi. Şimdi onun yakaladığını besliyorsunuz, oğlum ise
toprak altında. Allah canımı alana kadar size hakkımı helal
etmiyorum.”

Sen o soğuk taşların altına evlat verdin mi!

Şehit annesi Ayşe Karataş da mektubunda pazarlık sürecine tepki gösterdi. Başbakan Erdoğan’a “Sayın Başbakan, oğlum soğuk toprağın altındayken, kim kiminle barışmış, nasıl barışırsınız. Kimin hakkını kime helal edersiniz” diye seslenen acılı anne Ayşe Karataş, duygularını şöyle anlattı: “Evladım Tufan Karataş Tunceli Pülümür’de 2 Ağustos 1998’de Ağustos’ta teröristlerin koydukları mayına basması sonucu şehit oldu. İki kızı yetim kaldı. Acısını paylaşıyoruz diyorlar. Kimse kimsenin acısını paylaşamaz. Bu acıyı yaşamayan, benim o katile duyduğum nefreti anlayamaz. Başbakan’a sesleniyorum. ‘Acınızı paylaşıyorum’ diyor. Sen o soğuk taşların altına evlat koymadıkça benim acımı nasıl paylaşacaksın? Yalan söylüyorsun. Ben istemez miyim terörün bitmesini. Evladımın evladını da ben büyüttüm o da askere gidecek. Ama bir bedel ödemeyelim, daha verecek neyimiz kaldı? Bu vatan için ölünmez mi, bu devlet için ölünür. Babası aklını yitirdi. 14 sene önce canımdan can gitti. Hala bugün gibi. Şimdi bana hangi çözümden, hangi barıştan bahsediyorlar? Ben kiminle barışacakmışım? Sayın Başbakan!Benim oğlum soğuk toprağın altındayken kim kiminle barışmış, nasıl barışırsınız? Kimin hakkını kime helal edersiniz? Madem barışacaktınız, evladım neden şehit düştü? Evladımın kanını, canını size, bu devlete helal etmiyorum.”

Yavrularımız boşuna mı öldü!

Türkiye Kamu-Sen, ülke genelinde tüm şehit annelerini “Yılın Annesi” ilan etti. Şehit ailelerinin katıldığı Ankara İçkale Otel’de düzenlenen törende 57 şehit annesine, tüm şehit annelerini temsilen teşekkür belgesi verildi. Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, törende yaptığı yaptığı konuşmada tarihi bir ihanet sürecinin yaşandığını ifade etti. Duygusal anların yaşandığı törende şehit anneleri başlatılan sözde çözüm sürecine tepkilerini dile getirerek, Başbakan’a haklarını helal etmediklerini belirtti.


Tarihi bir ihanet


Koncuk, Başbakan’ın “Tarihi bir gündem yaşıyoruz” sözlerini hatırlatarak, “Ben tarihi bir ihanet yaşadığımızı düşünüyorum” dedi. Koncuk, sözlerine şöyle sürdürdü: “Mütareke basınının da gayretiyle, kan akmasın, analarımızın gözyaşı dinsin gibi herkesin kabul edeceği süslü sözlerle perdeleyen bir yönetimle karşı karşıyayız.” Törende konuşan şehit annesi Saime Arslan da “Oğlumun saçları, yüzü elleri yerine toprağı okşayan, koklayan bir anneyim. Nefesim yetiği sürece oğlum benimle. Bu acı tarif edilemez bir duygu. Vatanı korumak adına oğlumu kaybetmiş olsam da gururluyum” dedi. Şehit annesi Nevriye Cinik ise törende 1997’de Tatvan’da şehit olan oğlu Mustafa Cinik için gözyaşı döktü. Gözü yaşlı şehit annesi, “Başbakan bizi mahvetti. Torunumun, gelinimin suçu neydi? Başbakan da yaşasın böyle bir ciğer acısını da ne olduğunu görsün. Bayram gelsin istemiyorum, anneler günü de gelsin istemiyorum, kimse kutlamasın beni” diye konuştu. 1995’te Yüksekova’da şehit düşen Abdülkadir Yüzbaşıoğlu’nun annesi Gökçen Yüzbaşıoğlu ise “Evlatlarımız boş yere mi öldü. Ben hakkımı helal etmiyorum” diyerek isyanını dile getirdi.
yeniçağ