Hoca Ahmet Yesevi salonunda düzenlenen konferansa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süheyla Ünal, Malatya Milli Eğitim Müdürü Mehmet Bulut, Fakülte Dekanları, akademik, idari personel ve öğrenciler katıldı.
Prof. Dr. H. Tahsin Fendoğlu, "Medyada intihar görüntüleri, argo söylemlerin konuşulması, dizilerin, sanatçıların taklidi (takıları, elbiseleri, hatta yürüyüşlerini taklit) toplum üzerindeki etkisi çok büyüktür. Dizi karakteri öldüğünde arkasından ağlayan, üzülen, ruhsal durumu bozulan ve helva dağıtanlar var. Taciz-tecavüz görüntüleri, gençler arasında suç oranını artırıyor. Şiddet görüntüleri öğrencileri suça itiyor. Aile birlikteliğine aykırı, nikahsız birlikteliklerden övgü ile söz edilmesi, aile
kurumunu zedeliyor, formatlıyor. Evlenme, izdivaç programlarında, yayın ilkelerine aykırılık toplumu rencide ediyor" dedi.
Prof. Dr. Fendoğlu şunları söyledi, "Ülkemizde bir kişi yılın yüzde 19'unu televizyon izleyerek geçiriyor. Türkiye'de televizyon izlenme oranı günde ortalama 3-5 saattir. Buna göre; bir kişi yılın yüzde 19,4'ünü televizyon izleyerek, toplam 45 gün-45 gece, yüzde 33,1'ini uyuyarak, yüzde 33,1'ini çalışarak, yüzde 14,4'ünü de diğer etkinliklerle geçiriyor. Türkiye'de 95 kişiye bir kahvehane, 65 bin kişiye bir kütüphane düşüyor. Ulusal ve uluslararası araştırmalar, televizyon izlemeyi, zaman tüketme olgusu
olarak gösteriyor. Acaba zamanı israf mı ediyoruz? Sorgulamalıyız. Öğrenciler, ortalama, yılın yaklaşık, 900 saatini okulda, 1200-1500 saatini ise ekran karşısında geçiriyor. Öğrencilerin, yüzde 82'si televizyon izleme, program seçme ve ekran başında kalma kararını kendileri veriyor. Bu durum sakıncalı olabilir, başarıyı engelleyebilir. UNESCO Raporuna göre 2006 yılında ABD'de günde ortalama 3 saat 59 dakika, Türkiye ise 3 saat 36 dakika televizyon izliyordu. Şimdi ise Türkiye 4 saat televizyon
izlemektedir. 1991'de Amerika'da yapılan bir projede, 4-6 yaş arası çocuklara, 'Babanızı mı yoksa televizyonu mu daha çok seversiniz?' diye sorulmuş ve yüzde 54 oranla 'televizyonu babamdan daha çok severim.' cevabı alınmıştır."
Medyayı izlerken, "Bir tuşun ucundaki sanal dünya, kişiyi esir alabilir. Ekran kölesi kişi, anti sosyal, gerçekten uzak, doğadan uzak, okumaktan nefret eden bir birey haline gelebilir. Dizilerdeki alkollü içecek sahneleri bağımlılık yaşını düşürüyor" şeklinde önerilerde ve teşhiste bulunan Prof. Dr. Tahsin Fendoğlu, "Türkiye'de nüfusun yüzde 25'i 15 yaşın altındadır. Medyanın en büyük mağduru çocuklardır. Medya eğitimi; medyayı anlamaktır. Eleştirel düşünmedir. Kültürler arası farkındalıktır. Medyanın
nasıl kullanılması, televizyonların hangi programlarının izlenmesi gerektiğini bilmektir. Bu konuda seçim yapabilme gücünü geliştirmektir. Medya, izlenmesi doğal olan zararsız bir araç sayılmaz. Şöyle ki; medyanın ticari çıkarları vardır. Her insan medyanın verdiği mesajları farklı yorumlayabilir. Medya ideolojik mesajlar verebilir. Medyanın kendi dili, tarzı, tekniği, eğilimi ve estetiği, medyanın sosyal ve politik eğilimi vardır. Medyada şekil ve içerik çok yakın ilişki içerisindedir. Reklamlar da şekil
ve içerik çok dikkatle seçilir" ifadelerini kaydetti.
"Dizi karakteri öldüğünde arkasından ağlayan, üzülen, ruhsal durumu bozulan ve helva dağıtanlar var"
"Dizi karakteri öldüğünde arkasından ağlayan, üzülen, ruhsal durumu bozulan ve helva dağıtanlar var"
Yorumlar