İleri yaşlarda bir erkek olduğunuzu düşünelim; prostat hastalığı ile en güncel ve en güvenilir bilgiyi alabileceğiniz Türk Üroloji Derneğinin halkı bilgilendirmek amaçlı hazırladığı bilgi kaynaklarına ulaşmak istemez misiniz?
Bu soruların cevabı elbette Evet'tir. Tıp alanındaki uzmanlık dernekleri önemli sivil toplum örgütleridir. Genellikle kendilerine bağlı uzmanların eğitimine katkıda bulunmak için kongreler ve toplantılar düzenlerler. Meslektaşlarının haklarını savunurlar. Bu konuda bildiler yayınlarlar, mahkemelere başvurular vb. Türkiye Milli Pediatri Derneği, Türk Mikrobiyoloji Derneği, Türk Üroloji Derneği gibi elliden fazla süredir hizmet eden dernekler olduğu gibi, üç binden fazla üyesi olan Türk Toraks Derneği gibi
dernekler vardır. Kısacası bu dernekler içinde güçlü ve köklü diyebileceğimiz onlarca dernek vardır" ifadelerini kullandı.
"Gördüğüm en önemli problem tıpta uzmanlık derneklerinin sosyal projelere yeterince eğilmemeleridir.
Örneğin, bu dernekler her yıl sayısız toplantılar düzenlerler fakat hiçbir zaman bu toplantıların sonunda basın toplantısı yaparak topluma vardıkları sonuçları açıklamazlar. Halbuki bu dernekler konularında en yetkili kuruluşlardır. Nedense yaptıkları bilimsel toplantılar sonucunda halkımıza verecekleri mesajları olmaz" diyen Profesör Yakıncı, açıklamasını şöyle tamamladı:
"Tam böyle düşünürken, Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Derneği'nin, Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığıyla ortak yürütmeye başladığı 'Okulda Diyabet Programı'nı gördüm ve içim biraz ferahladı.
Bu program, ülkemizde diyabetli çocukların okuldaki bakımı için hazırlanmış ilk program olması özelliğini taşıyor. Başta öğretmenler, okul yöneticileri ve okul hemşireleri olmak üzere tip 1 diyabet konusunda eğitilecek ve bu hastalığı olan çocukların okulda takibine katkıda bulunacaklardır. Elbette yüzlerce sosyal proje yapılması düşünülebilir. Fakat her tıpta uzmanlık derneğinin 'hayatının projesi' olabilecek çok değerli en az bir sosyal projeye öncülük yapması gerekmez mi?"