KKTC’de uzun süredir yoğun bakımda tedavi gören 92 yaşındaki Nakşıbendi Şeyhi Nazım Kıbrısi’nin saat 13.30'da yaşamını yitirdiği açıklandı.

Açıklama, Kıbrısi’nin tedavi gördüğü Yakın Doğu Üniversitesi tarafından yapıldı. KKTC resmi haber ajansı TAK da Kıbrısi'nin ölüm haberini doğruladı.

Akciğer ve böbrek yetmezliği teşhisiyle Yakın Doğu Hastanesi’nde bir süredir tedavi gören 92 yaşındaki Şeyh Nazım Kibrısi'nin, bu sabah hayatını kaybettiği yönünde bilgiler gelmişti.
 
Kıbrısi'nin Lefke'deki evinin etrafında yüzlerce müridinin toplandığı kaydedildi.
 
Kıbrısi'nin doktorları sabahın ilk saatlerinde tıbbi olarak ölümün gerçekleşmediğini, Kıbrısi'nin yoğun bakımda olduğunu fakat bu sabah itibariyle durumunun "çok kritik" seviyeye ulaştığını kaydetmişti.
 
 
ŞEYH NAZIM KIBRISİ KİMDİR?
 
Nâzım Kıbrısî veya Şeyh Nâzım veya Mevlânâ Nâzım El-Hâkkânî Kıbrıs’ın Larnaka şehrinde 21 Nisan 1922 M (23 Şaban 1340 H) günü doğan Şeyh Muhammed Nâzım Âdil Kıbrısî, Mutasavvıf ve Nakşibendi şeyhidir. Lefke'de yaşamakta ve dünyanın pek çok ülkesinden müridleri ziyaretine gitmektedir.

Soyu, anne tarafından Mevlevî tarîkatı kurucusu Mevlânâ Celâleddîn Rûmî'ye, baba tarafından Kâdirî tarîkatı kurucusu Abdülkâdir Geylânî'ye dayanır. 1940`larda İstanbul'da Kimya Fakültesini okudu. İstanbul'da bulunduğu dönem içerisinde Nakşibendi şeyhi Süleyman Erzurumi'ye bağlandı. Bir müddet kendini yetiştirdikten sonra şeyhinin izni ve işareti ile Şam'a gidip Şeyh Abdullah Dağıstani'ye bağlandı ve onun mânevi terbiyesine girdi.

Şeyh Abdullah Dağıstani'nin emri ile insanlara tasavuf terbiyesini vermeye başladı. 1973'de Şeyh'inin vefatı ile onun yerine geçti. 2011'de oğlu Mehmet Adil Efendi'nin, kendi yerine geçip, silsileyi devam ettireceğini ilan etti.

1941'de Hacı Emine Hanım ile olan evliliğinden dört çocuğu bulunmaktadır. Türkçe, Arapça, İngilizce ve Kıbrıs Rumcası olmak üzere dört dil bilmektedir.

ARAPÇA EZANDAN HAPSE GİRDİ

Ezanın Arapça lafzı ile okunmasının yasak olduğu dönemde Kıbrıs'a geri geldiği ilk gün şerefeye çıkıp ezanı Arapça lafzı ile okumuş ve bunun üzerine bir hafta hapis yatmıştır. Serbest bırakılınca Lefkoşa'nın en büyük camii Selimiye'nin şerefesine çıkıp tekrar Arapça lafız ile ezan okumuş, bunun üzerine kendisine dava açılmıştır. Davayı beklerken Lefkoşa'nın köylerini gezip Arapça lafız ile ezan okumaya devam etmiştir. Hakkında 114 dava aynı zaman diliminde açılmış ve 100 yılı aşan süre mahkumiyeti gündeme gelmiştir. Davaların okunma gününe yakın, Adnan Menderes döneminde, TBMM'nin ezanın Arapça lafız ile okunmasını serbest bırakması üzere hakkındaki davalar düşmüştür.