Malatya’da kaza iletişim hatası
Malatya’da 24 Şubat’ta meydana gelen iki uçağın bir tepeye çarpması sonucu 4 pilotun şehit olduğu kazanın nasıl geliştiğini anlatan Orgeneral Abidin Ünal, ikili kol halinde keşif görevi yapan uçakların saat 19.10’da Akçadağ’daki bir tepeye çarptığını, kazanın uçuşun gece yapılması ya da meteorolojik şartlarla ilgisi olmadığını vurgulayarak şunları anlattı:
“9 bin 500 feetteler. Bulutların üstü o sırada pırıl pırıl. Radara soruyor (rapcon) alt taraf müsaitse alçalmak için. Radar, ‘yaklaşma müsait’ diyor. Ancak alçaldıkları nokta 6 bin 100 feetin altında olmamalı. Normalde 4 bin 500 feete inilebiliyor. Pilotlar, o esnada rapcon’un kendilerini görerek yönlendirdiğini düşünüyor. Rapcon’da pilotların görerek iniş yaptığını düşünüyor. Tamamen bir iletişim hatası. Herhangi bir arıza ya da atlamaya çalışma bile söz konusu değil. Yakın kolda uçarken tepeye sürtüyorlar. Sizlere ömür. Basit dediğimiz bir kural ihlalinden başka bir şey değil. Kesin rapor yok ama şimdilik insan ve iletişim hatası diyoruz. Atlama teşebbüsü bile yok. Ne pilotlarımızda tecrübe ne uçakta teknik eksiklik yok. Uçuşta sıfır tolerans, az tolerans dediğimiz hadiseden kaynaklı. Radarın alçaktan uçuş uyarısı yapma zorunluluğu vardır ama iletişim hatası daha başta başlıyor ama bu yorumlarım da buz üstüne yazdığım yazı.” Ünal, Konya’da 5 Mart’ta yaşanan iki pilotun şehit olduğu kazayı anlatırken de şunları kaydetti: “Pilotlarımız ikinci manevra yapılırken, süratlerinin düşük olmasının etkisiyle bir saniyelik hatayla uçağın kontrolünü kaybetmişler. Uçak, 9 bin feetten 3 bin feete doğru düşmüş. Bu feete düştüğünüzde artık 10 bine çıkamazsınız. Out of control durumu. Yapılacak tek şey atlamak. Ancak pilotlarımız belli bir süre bunu yapmamış. Devletimizin uçağını kırıma uğratmamak için kurtarma gayretinde bulunmuş. Olmayınca öndeki pilot koltuğu çekmiş. Arka sandalye fırlamış. Uçak düştüğü için paraşütün açılacağı zaman bile olmamış. Diğeri zaten basmamış. İki saniye önce arkadaşlarımız çekse şu anda bizimleydiler. Havacılıkta kurallar kanla yazılmıştır. Burada da olacak olan budur. Lidersiz, eğitimsiz oldukları, teknik eksik olduğu, hiçbir veriye dayanmadan söyleniyor ve bunlar bizi üzüyor.”
‘Yorgunluk var ama çöküş yok’
Hava Kuvvetleri’nden çok sayıda pilotun ayrılmasının kazalardaki etkin olduğu yorumlarını anımsatan Ünal, 2010’dan bu yana 567 pilotun emekli olduğunu ya da istifa ettiğini, 2010’dan bu yana sadece 2013’te normalin üzerinde, 153 pilotun ayrıldığını vurguladı. 2013’teki durumun mecburi hizmet süresinin 15 yıldan 10 yıla indirilmesinden kaynaklandığını belirten Ünal, “Bizi asıl etkileyen bütün süreçte 300 öğreticimizin 6’da birinin ayrılması olmuştur. Külfetimiz budur” dedi. Ayrılanlara anket uyguladıklarını kaydeden Ünal, “Üç tane neden bildiriyorlar. Birincisi emeklilik süresinin 20 yıldan 30 yıla çıkarılması. 15 yıllık hizmetten sonra bir 15 yıl daha çalışmak istemiyorlar. Emeklilik süresi 20 yıla inerse bu sorun ortadan kalkar. İkinci neden maddi durum. Havayolunda dört yılda bizden ayrıldıktan sonra çalışan pilot, 15 yıl hizmet etmiş bir pilotun dört katı ücret alıyor. Üçüncü neden, bizde 4-5 yılda bir tayin olur. 15 yılı bitirenler artık sabit bir yerde oturmak istiyor. Bunların dışında yok. Hani protesto diyorlar ya.”
Konjonktür değişti
Eğitimden feragat edilemeyeceğini, uçuş emniyeti ile harbe hazırlığın adaletin terazisi gibi olduğunu ancak, önceliğin uçuş emniyetinde bulunduğunu vurgulayan Ünal, şöyle devam etti: “Tabii konjonktür de değişti. Suriye krizi, terör... Nöbetimiz birken iki oldu. Yorgunluk diyoruz ya. Ama biz bunun için varız. 2011’den sonra Hava Kuvvetleri dönüşüm yaşadı. Yorgunluk var mı, evet var ama asla şikâyet yok. Çöküş, düşüş gibi bir durum söz konusu değil. Garanti veriyorum bir daha olmayacak diyemem. Hiçbir havacı söyleyemez. Yerden ayağınız kesilince risk başlar. Altı şehit arkadaşımızı ebedi filoya tayin ettik. Yukarıya her çıktığımızda onlar da bizlerle uçuyor kabul ediyoruz. Gece gündüz, savaş pilotları sesleri duyulmasa da yukarıda nöbettedir. Acımızla işimizi karıştırmayız.”
Dışarıdan düşürülemez
Orgeneral Abidin Ünal, İsrail tarafından uçakların modernizasyonunun yapılmış olmasını düşmelerde etkisi olup olmadığı yönündeki soruya ise “Uzaktan bir uçağı yazılımına girilerek düşürülmesi mümkün. Bunun adı siber savaş. Bu ileri teknolojilerde mümkün. Bu uçakların iletimini düşünün. Yazılımı da tamamen bizdedir. Asla mümkün değil. Zaten bu uçaklar manuel kullanılıyor. İmkânı yok” yanıtını verdi.
Yüzde 7’nin altı normal
ABD’de F-4E uçaklarının 25 yıl envanterde kaldığını, 353 kaza meydana geldiğini belirten Ünal, Türkiye’de 41 yılda 60 uçak kazası yaşandığını söyledi. Ünal, ABD’de 100 bin saatte yüzde 4,6, Türkiye’de 100 bin saatte yüzde 6,7 oranında kaza yaşandığını, oranın yüz bin saatte yüzde 7 olduğunu söyledi.