31 Mart 2019 seçimlerinde sandık müşahitlerimizin katledilmesine yönelik devam eden mahkeme sürecinde bugün Kırşehir’de görülecek olan mahkeme Pütürge ilçemizde yaşanan sandık müşahitlerimize yönelik saldırının failleri hakkında adeta bir aklama sürecine dönmüştür. Olayla ilgili Saadet Partimizin tutumunu ve Hukukun işlemesine yönelik kararlılığını kamuoyuyla paylaşıyoruz.

31 Mart 2019 tarihinde yapılan yerel seçimlerde, Malatya-Pütürge'de partimizin sandık müşahitleri Hasan ve İlyas Aktaş kardeşlerimiz sandık başında katledilmiş, Ali Aktaş kardeşimiz de yaralanmış ve ‘siyaset ile cinayet’ kelimelerinin yan yana gelişi hepimizi derinden sarsmıştı. Ne yazık ki, geride yetim çocukların, gözü yaşlı anaların ve eşlerin kaldığı katliamın ardından işleyen süreç ise çok daha vahimdir! Faillere önce iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmiş, ancak sonra ‘indirim’le müebbet hapis cezasına hükmedilmiştir.

“Adeta lütuf gibi yapılan bu ‘indirimler’ sonunda adalet nasıl yerini bulacak?”

Ancak bu "indirim" de yeterli görülmemiş olacak ki, çeşitli kılıflar uydurularak failler hakkında verilen karar bozulmuştur. Anlaşılan yine bir ‘indirim’ yapılarak bu ceza düşürülecek ve ikinci bir ‘indirim’ ile çok düşük bir cezaya hükmedilecektir. İki insanı sandık başında, herkesin gözü önünde katletmenin cezası bu olmamalıdır! Adeta lütuf gibi yapılan bu ‘indirimler’ sonunda adalet nasıl yerini bulacaktır? Katili ve maktulü, siyasi görüşüne göre değerlendirmeyi adaletle bağdaştırmak mümkün değildir.

“Hukuki ve siyasi mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz”

Bugün Kırşehir'de görülecek bu davayı avukatlarımızla ve teşkilat mensuplarımızla birlikte çok yakından takip edeceğiz. Adaletin tecelli etmesini ve siyasi hesapların hukukun önüne geçmemesini temenni ediyoruz. Ancak aksi bir durumda, Saadet Partisi olarak hukuki ve siyasi mücadelemize kararlılıkla devam edeceğimizin de herkes tarafından bilinmesini isterim. Katledilen kardeşlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet, ailelerine ve camiamıza sabır ve başsağlığı diliyorum.

Editör: İbrahim Halil Aksoy