Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Saadet lideri Karamollaoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle: 

Kut’ül Amare Zaferi, tarih kitaplarımızda pek okutulmuyor ama zor şartlarda kazanılan bu zaferi hatırlamayı bir görev biliyor, şehitlerimizi rahmetle anıyorum.

Rahmet iklimini geride bıraktığımız, mağfiret günlerinin içinden geçtiğimiz ve cehennem azabından kurtuluş müjdesine doğru adım attığımız Ramazan ayının insanlığın ve ülkemizin yaşadığı sorunların çözülmesine vesile olmasını bir kere daha niyaz ediyorum. İnşallah bayrama ulaştığımızda gelen günün geçen günü aratmadığı, daha aydınlık ve müreffeh günlere de kavuşmuş olma temennisinde bulunuyorum.

Aslında Joe Biden da, Amerika da ve uzman kişiler de 'Ermeni Soykırımı'nın olmadığını biliyorlar. Tehcir hadisesini soykırım olarak vasıflandırmaya kimsenin hakkı yoktur. Bu iddiada bulunan ülkelere karşı da ciddi politikalar geliştirmemiz gerekir. ABD, Biden’ın göreve gelmesiyle dış politikasını tamamen BOP’a yöneltmiştir. Orta Doğu yeniden şekillendirilmek isteniyor. Bizler, BOP tehlikesinin farkına varmalı ve tedbir almalıyız. İlk adım, bölgemizdeki ülkelerle bir araya gelmektir.

Kepenk açmasın dediğiniz esnafın borçları var. Geçimini karşılaması, işçisine ödeme yapması lazım, bunlar ne olacak? Bunları düşünmeden kapanma kararı alırsanız ülkeyi yönetemiyorsunuz demektir. Bugün iktidar öyle bir noktaya geldi ki gözü hiç bir şey görmüyor, vatandaşın sıkıntısını duymuyor. O zaman sizin iktidardan gitmeniz gerekir. Bugün en büyük sorunumuz virüsle milletimizin arasına konulan mesafe değil, iktidarın milletle arasına koyduğu mesafedir. Emekliye yapılan 100 lira zamla emeklinin derdi çözülmez. Sanki emeklilerle dalga geçiyorlar. Mutlaka Türkiye’de her vatandaşa destek verilmelidir. 1000 lira ver, yoksa 900 lira ver. Bu ihya etmez belki ama buna ihtiyaç var.

Yanlışa ses çıkarmazsak görevimizi yerine getirmiyoruz demektir. Hataları yapan şahıslar değil, ülkemiz zarar görüyor, endişemiz bu. Toplumun her kesimi ile oturup konuşalım sıkıntılar ve çözümler nedir?

Herkesle geçim ittifakı yaparak milletimizin derdine derman olacağız. Devlet, günlük kararlarla yönetilemez.

Bir bankayı yönetecek insan bulamayanlar ülkeyi yönetemezler. 

Çocuklarımız, çocukluğunu yaşayamıyorlar. Kimisi aç, kimisi kıyafet sorunu yaşıyor, kimisinin oyuncağı yok... Çocuklarımızın yüzde 33’ü yoksullukla mücadele ediyor. Gençlerimizin yüzde 76'sı yurt dışında yaşamak istiyor, yüzde 77’si ülkemizde yaşamaktan mesut olmadığını ve torpilin liyakatten önemli olduğunu söylüyor. Siz çocuklarımızı bu noktaya itelediyseniz sadece onların değil, sizin geleceğiniz de karanlıktır. Bunun vebalini nerede olursa olsun ödersiniz. Ülkenin büyüdüğünü ifade eden bazı rakamlarla millete moral vermeye çalışıyorlar. İnsanlar düne bakarak durumlarının iyi olmadığını biliyor.

Türkiye’de üretime önem veren ekonomi politikası benimsenmediği sürece ne işsizlik problemi ne geçim sıkıntısı çözebilir. Ne de dış borcumuz ödenebilir. Bizim bir kalkınma, sanayileşme, üretimi artırma hamlesine ihtiyacımız var. Pandemi nedeniyle çalışamayan insanlara hibe verilmesine, kapatılan esnafın borçlarının faizsiz şekilde ertelenmesine ihtiyaç var. 

Bir bakanın kendi bakanlığıyla alışveriş yapmasını havsalam almıyor. Rakamlara bakınca daha da çok şaşırıyor, bu kadar da olmaz diyoruz.

Yeni gelen aileden sorumlu Bakan bekar; ailenin ne olduğunu bilmeden bir insan nasıl Aile Bakanlığı yapacak? 

Çin’in, Uygurlara yaptığı zulme iktidarın hesap sorması gerekir. Çin bundan dolayı ekonomik ambargoya kalkarsa ona da gerekli cevabı vermeliyiz.

Bu iktidar yanlıştan dönmeyi bilmiyor, yanlışı hep başkalarının sırtına yüklemeye kalkıyor.

İnşallah ülkemiz çok güzel şartlara kısa zamanda kavuşur diyor, bütün kardeşlerimize hayırlı Ramazanlar temennisinde bulunuyorum.

Editör: İbrahim Halil Aksoy