İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Türkiye içerisindeki son terörist rakamını söyleyeceğim; 438. İnşallah çok yakın bir zamanda 400'ün altına, 300'ün altına, ondan sonra topyekün hepsinin kaçtığını göreceğiz. Bekçi kimdir ve ne iş yapar diye sorsak, üç aşağı beş yukarı size herkes aynı şeyleri söyler; polis değildir, yardımcı birimdir, geceleri görev yapar, sokakları bekler, düdüğü vardır, tabancası vardır. Şüpheli gördüğü biri oldu mu durdurur kim olduğunu sorar, kanunları vardır ve yönetmelikleri vardır, kılık kıyafetleri bellidir. 1966 yılından itibaren bekçi kimlik sorar” dedi
Emniyet Teşkilatına kazandırılan 20’si zırhlı olmak üzere toplam 60 adet yeni nesil kriminal inceleme aracı Kıraç, düzenlenen programla tanıtıldı. Program öncesi bomba arama köpeği ile alanda bomba araması gerçekleştirildi. Kriminal Daire Başkanlığının tanıtım videosunun seyredilmesi ile başlayan programa İçişleri Bakanı Soylu’nun yanısıra Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir, Ankara Valisi Vasip Şahin, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz, Kriminal Daire Başkanı Ogün Vural, ilgili daire başkanları, şube müdürleri ve jandarma teşkilatından davetliler katıldı.
Programda konuşan İçişleri Bakanı Soylu, Ağrı'da meydana gelen cinayet olayını anımsatarak, “Çok yakın bir zaman dilimi içerisinde son birkaç günde ilimizin birinde yolun ortasında bir cinayet meydana geliyor. Arabadan inen bir şahıs diğer bir şahsı öldürüyor, olay hemen ilgili sınır kapısının kameralarından tespit ediliyor. Çok yakın bir zaman dilimi içerisinde, dakikalarla ifade edilecek zaman dilimi içerisinde araç tespit ediliyor. O anda havada olan Jandarma Genel Komutanlığımızın İHA'sına haber veriliyor. Jandarma İHA’sı olay yerine dakikalar içerisinde intikal ediyor, aracı plakası ile beraber takip ediyor. Aşağıdaki birimleri bize haber veriyor ve katil zanlısı çok yakın bir zaman içerisinde yakalanıyor. İşte bu Türkiye'nin gelmiş olduğu bir yüksek teknolojiyi milleti için, vatandaşı için, bireyi için, hukuk için kullandığı, sadece kendisi için değil bunu belki de ülkemizin geleceğinde en önemli ihraç malzemesi olarak değerlendireceği aşamaların belki de bir tanesi” diye konuştu.

“2016 yılının ilk beş ayında yüzde 30.1 olan suçları aydınlatma oranı yüzde 50.2 seviyesine gelmiştir"
Hiç suçun olmaması, hiç suç işlenmemesinin temel beklentileri olduğunu belirten Soylu, “2016 yılının ilk beş ayında aydınlatma oranı yüzde 30.1. Bu işin üzerine biraz önce gördüğünüz araçlar ve Allah razı olsun Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konudaki sonsuz desteği ve talimatları, arkadaşlarımızın mesleki tecrübelerinin getirdiği sonuçla birlikte ifade etmem gerekir ki yüzde 50.2 seviyesine gelmiştir. İlk 9 en önemli suçlarda bunu çözebilmek kabiliyeti neredeyse son 4 yılda yüzde 30’lardan yüzde 50 üzerine gelmiştir. Türkiye'nin geldiği bu nokta, savunma sanayimizin yerlilik oranının yüzde 20’erden yüzde 70’lere ulaştığı bu nokta hepimiz için büyük bir güç kaynağıdır. Bu araçlardan 20 zırhlı, 40 tanesi zırhsız. Hem suç ve suçluyla mücadelede, hem de arkadaşlarımız bahsettiler, Elazığ, Van, Malatya gibi yaşadığımız depremlerde esas itibarıyla önemli ölçüde sürecin aydınlatılmasına, olayların aydınlatılmasına çok ciddi katkı sağlayacaklardır. Laboratuvar sahada olacak ve anında bir çözüm ortaya konulacaktır” ifadelerini kullandı.

“1966 yılından itibaren bekçi kimlik sorar”
Bakan Soylu, konuşmasında çarşı ve mahalle bekçilerine de değindi. Bakan Soylu, “Çarşı ve mahalle bekçiliği bu ülkede 100 yıldan fazla zamandır, 1914’ten beri devam eden bir uygulamadır. Hepimiz çocukluğumuzdan beri biliriz ve tanırız filmlere, romanlara, edebiyat eserlerine, hatıralarımıza konu olmuş, bizim hayatımızın bir parçası olan kolluk birimidir. Bekçi kimdir ve ne iş yapar diye sorsak, üç aşağı beş yukarı size herkes aynı şeyleri söyler; polis değildir, yardımcı birimdir, geceleri görev yapar, sokakları bekler, düdüğü vardır, tabancası vardır. Şüpheli gördüğü biri oldu mu durdurur kim olduğunu sorar, kanunları vardır ve yönetmelikleri vardır, kılık kıyafetleri bellidir. 1966 yılından itibaren bekçi kimlik sorar. Bekçinin kanun ve mevzuata uyum içerisinde herhangi bir tartışmaya veya boşluğa meydan vermeyecek şekilde tanımlanması söz konusudur. Kimse kusura bakmasın bütün bu tartışmalar birtakım mahfillerde sistematik olarak ortaya atılan tüm iddialar, yıpratmalar az önce de ifade ettiğim gibi vatandaşın çarşı ve mahalle bekçilerinin, polisimizin başarılarından memnuniyetini ifade etmeye başlamasından sonra ortaya dökülmeye başlamıştır” dedi.

Editör: İbrahim Halil Aksoy