ROTAHABER / ANALİZ - Son günlerde çözüm süreci bağlamında PKK cephesinde ilginç gelişmeler yaşanıyor. Yollar kesiliyor, araçlar yakılıyor, kurulan barikatlarda kimlik kontrolleri yapılıyor.

 
Bu olayları PKK'ya artık terör örgütü dahi diyemeyip adını ise anmayan yandaş medyada göremezsiniz ancak Genelkurmay'ın sitesine girip baktığınızda istisnasız hergün bu tür olayların yaşandığını göreceksiniz.
 
Anlayacağınız terör örgütü PKK çözüm süreci öncesinde yaptığı eylemlerin tamamını bugün de yapıyor. Yapmadığı tek şey karakol basmıyor ve buna bağlı olarak da şehit haberleri gelmiyor. Tabi ki bu çok önemli bir nokta ancak yaşanan gelişmeler PKK'nın ülkeyi adım adım o noktaya sürüklediğini gösteriyor.
 
Peki bu durum karşısında devlet ve hükümet ne yapıyor?
 
Bu sorunun cevabı, dün Diyarbakır - Bingöl karayolunun terör örgütü PKK militanlarınca 24 saat boyunca kapalı tutulmasında ve Başbakan Erdoğan'ın bugün Grup Toplantısında BDP ve HDP'ye yönelik yaptığı çağrıda yatıyor.
 
Diyarbakır-Bingöl karayolu terör örgütü PKK militanlarınca 24 saat boyunca kapalı tutuluyor ve bu süre boyunca devltten/hükümetten tek bir açıklama gelmiyor. Devletin Valisi  dahi isyan ediyor bu duruma.
 
Herkes birbirine 'Devlet nerede?" diye soruyor.
 
Bu soruya Erdoğan'dan Meclis'teki Grup toplantısında tuhaf bir açıklamayla cevap geliyor.
 
Erdoğan, PKK'nın örgüte eleman kazandırmak için kaçırdığı çocuklarla ilgili aynen şunları söylüyor;
 
"Ey BDP neredesiniz. Zaman zaman gidip alıp geliyorsunuz ya. Bu annelerin yavrularını da alıp gelin bakalım. Bunların da adreslerini gayet iyi biliyorsunuz. Alıp geleceksiniz." 
 
Evet, Erdoğan aynen böyle diyor ve PKK'nın kaçırdığı çocukları BDP'nin kurtarmasını istiyor. 
 
Peki bu açıklamayı dinleyen kayıtsız şartsız biatçılar soramasa da normal bir vatandaş, "Bu milletin evladını PKK'dan kurtarmak senin başında bulunduğun devletin görevi mi, yoksa PKK ile dolaylı bağı olan BDP'nin mi?" diye sormaz mı?
 
Sorar. Hatta bir adım ileri gidip, "Yaptığın bu açıklama ile o bölgede BDP ve PKK'nın borusunun öttüğünü ve asıl paralel devletin orada kurulduğunu tescillemiş olmuyor musun" diye de sorar.
 
"Ama çözüm süreci..." diye de mırıldanmayın hiç. Çözüm sürecine bugüne kadar küçük bir kesim hariç toplumun tüm kesimleri sonuna kadar destek verdi. Biz de verdik. "Analar ağlamasın, evlatlar ölmesin" deyip sindirilmesi imkansız bir çok olaya sessiz kaldık. Ağzımıza gelen kelimeleri yutkunarak yuttuk. 
 
Ancak siz 17 Aralık operasyonu sonrasında cemaati hedefe koyarak, delilsiz, belgesiz günde 3 öğün paralel yapı türküsü söylerken, son yaşananlar göstriyor ki asıl paralel yapı oralarda terör örügütü ve bağlantılı organlarıyla çoktan kurulmuş, iş bitirilmiş bile. 
 
Evet sinir bozucu bir durum ancak bunu biz değil bizzat Başbakan Erdoğan, farkında olarak ya da olmadan kendisi söylüyor. 
 
Başında olduğu devletin kurtarması gereken çocukları "Ey BDP nerdesiniz. Bu annelerin yavrularını alıp gelin" diyerek işi terör örgütü PKK ile dolaylı bağlantısı olan BDP'ye havale etmek, oradaki asıl paralel yapının varlığını itiraf etmek ve tescillemek değil de nedir?
 
Hepimizin dilinde başka yüreğinde başka cevaplar verdiği bu soruya bir de vicdanınıza danışarak cevap verin.
 
Bu ülkeyi gerçekten seviyorsanız bunu yapın...
 
KAYNAK: ROTAHABER