Vulcan gezegeni Güneş sistemimizde bulunduğuna inanılırken, tartışmalar içerisinde rafa kaldırılan ilk gezegen Plüton değildi. 1846 yılında, Urbain Le Verrier isimli Fransız matematikçi, Neptün gezegeninin varlığını doğru olarak hesaplamıştı. Bu başarısını yenilemeyi deneyen matematikçi, 1859 yılında, hesaplamalarına dayanarak Güneş ve Merkür arasında bir gezegen daha bulunması gerektiğini ortaya attı. Bunun sebebiyse, Merkür'ün Güneş etrafında tamamladığı her dönüşte, yörüngesinde gözlemlenen değişimdi. Le Verrier'e göre bu durumun tek açıklaması, Güneş ve Merkür arasında, Vulcan adını verdiği bir gezegenin daha bulunuyor olmasıydı.
Bu iddianın ardından astronomlar, Vulcan gezegenini görsel olarak tespit etmeye çalışsalar da başarılı olamadılar. Merkür yörüngesindeki bu değişimin nedeniyse yaklaşık yüz yıl sonra Einstein'ın Genel görelilik kuramıyla açıklanabildi. :Buna göre Güneş, sahip olduğu muazzam kütlesiyle aslında uzayı eğmişti ve bu da Merkür'ün yörüngesindeki garipliğe sebep oluyordu.
Zamanın astronomları, Bode yasasının doğruluğunu hesaplamaya çalıştı ve sonuç olarak hiç birisi yasanın doğruluğunu kanıtlayamadı ancak bu amaçla yürütülen araştırmalarda, güneş sistemindeki birçok göktaşı keşfedildi. Ortaya atıldığı dönem için, doğruluğu kanıtlamasa da çürütlemeyen bu tez, 1846 yılında Urbain Le Verrier tarafından Neptün'ün keşfedilmesiyle geçersiz kalmıştır.
Titius-Bode yasası 1766 yılında, Profesör Johann Titius, güneş sistemimizde o gün için bilinen 6 gezegenin arasında bulunan ve gezegenlerin konumlarını belirleyen bir ilişkiyi keşfettiğine inanıyordu. Bu ilişki, 1768 yılında, Johann Elert Bode tarafından matematik formülü haline getirilerek yayınlandı.
Sabit durum teorisi Astronomların, evren anlayışımızın gelişmesiyle çürütülen bir başka inanışı da Sabit Durum Teorisiydi. 1948 yılında; Hermann Bondi, Thomas Gold ve Fred Hoyle isimli astronomlar, evrenin her zaman var olduğunu ve her zaman şu anki haliyle bulunduğunu varsayan, Sabit Durum Teorisini ortaya attılar.