Babacan, Türk Tabipler Birliği'ni hedef alan iktidarı sert sözlerle eleştirdi, "Hükümet artık hiçbir şeyi yönetemiyor. Pandemiyi de yönetemedi. Doktorlarla, TTB'yle mücadele etmeye giriştiler. Beğenmedikleri hangi fikirle karşılaşsalar başlıyorlar hain demeye. Şu anki hükümete kalırsa ülkenin yarısı hain damgası yemek üzere" dedi.

HDP'li yöneticilerin de gözaltına alındığı Kobani operasyonlarını eleştiren Babacan "Hukuksuzluğa tüm Türkiye topyekun karşı çıkmalı. Kim zulme uğradıysa, kim haksızlığa uğradıysa biz onun yanında yer alıyoruz. O parti ya da bu parti demiyoruz" diye konuştu.

Babacan, konuşmasının sonunda kadınlara da dikkat çeken bir çağrı yaptı, "Siyaset sadece erkeklere bırakılamayacak kadar önemli bir iş. Bu ülkenin tek çıkışı, siyasettir. Sadece şikayet etmeyeceğiz, haksızlığa ve hukuksuzluğa hep beraber karşı çıkacağız" ifadeleri kullandı.

Babacan'ın açıklamaları şöyle:

"Hasankeyf’in sahibi Batman’da olmak benim için tarihi bir an. Bunu söylerken dahi içim burkuluyor. Maalesef, tarihi 12 bin yıl öncesine uzanan güzelim Hasankeyf, dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri, sular altına gömüldü. Kültürümüze, tarihimize Batman’da değer veremedik.

"ONLARA GÖRE ÜLKENİN YARISI HAİN"

Batman da salgından en çok etkilenen şehirlerimizden biri. Hükümetin artık herhangi bir şeyi yönetebildiğini söylemek imkansız. Pandemiyi de yönetemiyorlar. Türk Tabipleri Birliği aylarca “sayılar yanlış, bunları beşle çarpın, onla çarpın” diye feryat ediyordu. Ama hükûmet hastalıkla mücadele yerine hakikati söyleyen doktorlarla mücadele etmeye girişti. Küçük ortak hemen TTB’yi ihanetle suçladı. Zaten beğenmedikleri hangi fikirle karşılaşsalar başlıyorlar ‘hain‘ demeye. Saymaya bir başlasak onlara göre ülkenin yarısı hain. Bugün ülkede düşünce özgürlüğü kalmadı. Fikrini söyleyen tutuklanıyor. Ülkeyi korkuyla yönetmeye çalışıyorlar. Hükümetin işine gelmeyen bir haber yapan gazeteciler ya tutuklanıyor ya işsiz bırakılıyor.

Bütün ekibimizden, şu anki hükümetten her konuda çok daha iyi on tane hükümet çıkartırız. İster ekonomi, ister sağlık, ister tarım, ister sanayi, ister kültür, ister sanat olsun. Aklınıza gelen her konuda, DEVA Partisi, mevcut yönetimden çok daha becerikli, çok daha dürüst, işini çok daha iyi bilen on tane bakanlar kurulu çıkartır.

"BU TOPRAKLARDA KONUŞULAN HER BİR DİL BİZİMDİR"

Devletin görevi vatandaşlarının anadillerini kullanmalarını engellemek olmamalı. Bu topraklarda konuşulan her bir dil, her bir lehçe bizimdir, zenginliğimizdir. Dün Diyarbakır’da da ifade ettim, eğitimde fırsat eşitliğinin önündeki anadil farkı dahil her türlü engeli kaldıracağız. İnsanların anadillerini kullanması ve geliştirmesi için demokratik bir hukuk devletine yakışan her türlü çalışmayı yapacağız ve bu alanda cesur adımlar atacağız.

"İNSAN OLMAKTAN GELEN HAKLAR PAZARLIK KONUSU OLAMAZ"

İnsan hakları, insan olmaktan kaynaklanan en tabi haklardır. Bu haklar, her bir vatandaşımızın anasından emdiği süt kadar helal haklardır. Bu hakları hiç kimse engelleyemez. Bu haklar pazarlık konusu yapılamaz, oylamaya tabi tutulamaz. Bu haklar zamana, zemine yayılamaz, ülkenin koşullarına bağlanamaz. Bu haklar derhal tanınır, o kadar. Biz bunun taahhüdünü veriyoruz. Devletle vatandaş arasındaki bağın hiçbir şartı olmaz. Toplumun her bir kesiminden insanı eşit şekilde kapsayan güçlü bir vatandaşlık anlayışı kurarak, ayrımcılığı ortadan kaldıracağız. Herkesin bu ülkede kendini eşit, özgür ve birinci sınıf vatandaş hissetmesini sağlayacağız.

"HALKA DOĞRULARI SÖYLEYİN"

Yeterli test yaptırmadılar. Test için insanları pozitif hastalarla aynı ortamlara soktular. Testi yapılanı toplu taşımayla evine gönderip "Git sonucunu bekle" dediler. Hastalığın yayılmasını sağlamak için daha çok çaba harcadılar. Defalarca söyledik, test sayısını artırın, test istasyonları kurun. Ama her şeyden önce dürüst olun. Halka doğruları söyleyin. Verileri düzgün paylaşın. Önlem alın. Ama onlar miting yapıp insanların üstüne çay attılar.

OSMAN KAVALA TEPKİSİ

Osman Kavala için bir dosya daha yetiştirdiler hemen. Şimdi de darbecilikle itham ediyorlar. 3 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası istiyorlar. Bu iktidarın hukukla falan işi kalmadı. Tek derdi hukuku suça alet etmek. Yargıyı araçsallaştırıp insanları tutuklamak, baskı altına almak, susturmak. Biz, hukuk devletini hiçe sayan bu anlayışı asla kabul etmeyeceğiz.

"MÜLAKAT SİSTEMİNİ KALDIRACAĞIZ"

Batman Barosu 90’lı yıllarda sadece Batman’da işlenen faili meçhul cinayetlerin sayısının 513 olduğunu açıklamıştı. Bu; yüzlerce eş, yüzlerce baba, yüzlerce anne, yüzlerce kardeş demek. Türkiye’de yaşayan her bir bireyin tüm haklarının güvencesi olmak için biz hazırız. Bu ülkede kimse kimliğinden, siyasi fikrinden, düşüncesinden ötürü, hiçbir koşulda kötü muamele göremez, görmeyecek.

Batman Barosu Başkanı, hakimlik ve savcılık için işe alımlarda yazılı sınavda Batman Barosu’na kayıtlı 8 meslektaşının yüksek puanlar aldığını, başarılı olduğunu, fakat hepsinin mülakatlarda elendiğini söylemişti. Bu apaçık haksızlığa karşı bizim kamuda işe alımlarda, tayin ve terfilerde tek ölçümüz var: O da liyakattir, ehliyettir. Bu ayrımcılıklara sebep olan, haksızlıklar yaratan, gençlerimizin umudunu çalan mülakat sistemine son vereceğiz."

Kendilerinin ülkedeki her bir bireyin eşit ve özgür vatandaşlığını savunduklarını belirten Babacan, günümüz Türkiye’sinde hala en önemli meselelerden birinin Kürt meselesi olduğunu söyledi. 

Yargının siyasi amaçlara hizmet etmek için araçsallaştırıldığını belirten Babacan, şöyle konuştu:

"Biz, demokratik zemini daraltanlara, meşru siyaset kanallarını engelleyenlere karşı ısrarla siyaseti savunacağız. Biz oyunuza, iradenize ve hatta tüm seçtiklerinize sahip çıkmak için buradayız. Bu ülkede kimse kimliğinden, siyasi fikrinden, düşüncesinden ötürü, hiçbir koşulda kötü muamele görmeyecek."

Babacan, bazı belediyelere yapılan görevlendirmeleri eleştirerek, "Seçimlere ve seçim sonuçlarına saygı gösterilmesi, demokrasinin temelidir. Biz, bağımsız ve tarafsız yargı kararı olmadan hiçbir seçilmişin görevden alınmayacağına söz veriyoruz" ifadelerini kullandı. 

Geçen hafta açıklanan ekonomik programın Türkiye’nin fakirleştiğini ilan ettiğini ifade eden Babacan, "2013 yılında 961 milyar dolara ulaşan milli gelirimizin bu yıl 702 milyara gerileyeceği, aynı dönemde fert başına milli gelirimizin 12 bin 594 dolardan 8 bin 381 dolara düşeceği açıklanmıştır" diye konuştu. 

TTB TARTIŞMASI BAHÇELİ İLE BAŞLADI

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Twitter'dan Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) 'Yönetemiyorsunuz, ölüyor, tükeniyoruz' eylemini 'haince' diye nitelendirmiş ve TTB'nin kapatılması, yöneticileri hakkında da adli işlem yapılması çağrısında bulunmuştu.

Bunun çağrının ardından TTB'nin sosyal medya hesabından Bahçeli'ye tepki gösterilmiş, yapılan açıklamada "İyi ki TTB var. Ama daha da önemlisi; İyi ki bu ülkede iyi hekimlik değerlerinin, halkın sağlık hakkının ve mesleki - etik dayanışmanın önemini bilen milyonlar var...Biz hekimiz, Biz Türk Tabipler Birliği'yiz. Tıbbın kurucuları İstanköylü Hipokrates'ten, Bergama'lı Galenos'tan bu yana burada, bu topraklardayız. Bu topraklarda binlerce yıldır 'iyi hekimlik' yaptık, yapıyoruz ve yapacağız" ifadeleri kullanılmıştı.

TTB'nin açıklamasının ardından Bahçeli ikinci kez açıklama yaparak yine Türk Tabipleri Birliği'ni hedef almıştı. Tüm muhalefet partileri Bahçeli'nin çağrısını 'kabul edilemez' olarak nitelerken, iktidar temsilcilerin de Bahçeli'ye destek veren açıklamalar gelmişti.

KOBANİ OPERASYONLARI SİYASETİ SALLADI

25 Eylül'de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 2014'te düzenlenen Kobani eylemler ile ilgili yürüttüğü soruşturma kapsamında 82 şüpheli hakkında gözaltı kararı çıkarmıştı.

Bunun üzerine 7 ilde eş zamanlı operasyon başlatılmıştı. Terörle mücadele ekiplerince düzenlenen eş zamanlı operasyonda 20 şüpheli gözaltına alınmıştı.

Gözaltına alınanlar arasında eski milletvekili ve HDP'li Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, eski HDP milletvekilleri Ayla Akat Ata, Sırrı Süreyya Önder, Altan Tan, Nazmi Gür, Emine Beyza Üstün, Emine Ayna, MYK üyesi Alp Altınörs ile mevcut ve eski HDP yöneticilerinin bulunduğu belirtilmişti.

HAKİM-SAVCI ATAMALARINA TEPKİ

Adli Yargı Hakim-Savcı mülakat sonuçlarının açıklanması, sosyal medyadan tepkilere neden olmuştu. Batman ve Siirt barolarından tek bir avukatın mülakatı geçmemesine DEVA Partisi'nden de tepki gelmişti.

Twitter'dan paylaşım yapan DEVA Partisi Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen "Batman ve Siirt barolarından tek bir avukatın, hakim savcılık sınavını kazanmaması normal mi?" diye sormuştu.

Mülakatta ayrımcılık yapıldığını belirten Ekmen "Bu, sınırlı ayrımcılıktır. Yasadışı GBT soruşturması terörüdür. Dün FETÖ'nün düzenlediği raporlara takılan bu gençler, bugün kutsal ittifakın düzenlenmiş raporlara takılmaktadır. Türkiye'de devlet içi iktidar mücadelesinin değişmeyen kaybedeni işte bu gençlerdir" ifadelerini kullanmıştı.

Batman'ın ardından Bitlis'te konuşan Babacan "Bitlis, şehirlerarası otobüs terminali olmayan tek ilimiz. Tütün ekimi sonlandırıldı. Bitlis; Tatvan’ıyla, Ahlat’ıyla "denizi"yle dünyaya duyurulmayı, Nemrut’un kayak merkezinin cazibesi olmasını hak ediyor" dedi.

Ekonomiye yönelik eleştirilerini bir kez daha yineleyen Babacan, çok tartışılan Türkiye Varlık Fonu için de "Dört yıl önce en önemli özelliği; ihale mevzuatının tamamen dışında olması olan bir Varlık Fonu kurdular. Ben yıllarca karşı koydum. Bu fon bugün tam 64 Milyar TL borca batmış. Adına varlık fonu deyip, memleketi borçlandırdılar. Bu fonu kapatacağız" diye konuştu.

karar

Editör: İbrahim Halil Aksoy