Bugün, gururun, kudretin ve hürriyetin sembolü olan Çanakkale, Birinci Dünya Harbi sırasında düşmanın en önemli kalesiydi. İngiltere, Fransa ve Rusya başta olmak üzere, birçok ülkenin bir araya gelerek oluşturdukları İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu'nun başşehri İstanbul'u almak, İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya'yla güvenli bir askeri ikmal yolu açmak ve Almanya′nın müttefiklerinden birini harp dışı bırakarak İttifak Devletlerini zayıflatmak maksadı ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı'nı seçmişlerdi. Ancak bu gafiller Halep’ten Musul’a, Saraybosna’dan Şam’a, Edirne’den Kars’a, Afyonkarahisar’dan Giresun’a, Diyarbakır’dan Balıkesir’e velhasıl Osmanlı coğrafyasının her yerinden vatanı uğruna canını feda edecek cengaverlerden habersizlerdi. Henüz çocuk yaşta olan yüzbinlerce askerimiz, her türlü zorluğu göze alarak kalplerinde iman ateşi, Allah Allah nidalarıyla, düşmanın üzerine yürüyordu. Her bir şehirden binlerce vatan evladı akın akın Çanakkale’ye akarken tek bir şey düşünüyordu:Çanakkale Geçilmez Destanını yazmak… 

Çanakkale Zaferi’nde Malatyalılar da Vardı

Birlik, beraberlik ve kardeşlik neticesinde düşman ülkelerin topuna, tüfeğine karşı yılmadan mücadele eden ecdadımız, Çanakkale’de tarihimizin eşsiz kahramanlıklarla örülü zaferlerinden birine imza attılar. Çanakkale Harbi için Çanakkale’ye giden atalarımızdan Malatyalı, 177 vatan evladı harp esnasında şehit düştü. Bir hilal uğruna, Anadolunun her ilinden, nice güneşler battı. Ancak ne göklerde gururla dalgalanan şanlı bayrağımız indirilebildi, ne de ezan sesleri susturulabildi. 

Gelibolu'da, Arıburnu'nda, Settülbahir’de bir devrin en kanlı günleri yaşanırken, tarih de Çanakkale Destanı'nı yazdı...

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!

Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.

Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid’i...

Bedr’in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmeyecek makber’i kimler kazsın?

“Gömelim gel seni tarihe”desem, sığmazsın...

Vatan toprağını yücelten, aralarında subayların, çavuşların, onbaşıların ve erlerin bulunduğu şehitlerimizi, Çanakkale Zaferi’nin 100. Yıl dönümünde, gururla, minnetle ve saygıyla anıyoruz.

Editör: İbrahim Halil Aksoy