Darbe girişiminin her yönüyle aydınlatılmadığı sürece geleceği öngörmenin mümkün olmayacağını söyleyen Karaduman, iktidarın geçen 4 yıldaki uygulamalarını eleştirdi. Şehit aileleri ve gazileri için toplanan 340 milyon liranın akıbetinin bilinmediğini ifade eden Karaduman, “340 milyon lira; ‘vakfın hesabında duruyor’ deniliyor. Geçtiğimiz günlerde haklarını isteyen gazilerimize güvenlik güçleri müdahale etmişti. ‘Bizim için toplanan paralar nerede?’ sorusunu sormak gazilerimiz en doğal hakkıdır” dedi.

Saadet Partisi Konya Milletvekili ve Gençlik Kolları Genel Başkanı Abdulkadir Karaduman, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) düzenlediği basın toplantısıyla gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. 15 Temmuz hain darbe girişiminin yıldönümünde şehit olan vatandaşlara Allah’tan rahmet dileyerek konuşmasına başlayan Karaduman, sağcısı solcusu bütün partilerin darbeye karşı çıktığına vurgu yaptı.  

İKTİDAR YANDAŞI HERHANGİ BİR İNCELEME BAŞLATILMADI

Karaduman, darbe girişiminin her yönüyle tamamen aydınlatılmadığı sürece geleceği öngörmenin mümkün olmayacağını dile getirerek, “Geçtiğimiz 4 yıllık süreçte iktidarın uygulamaları; FETÖ zihniyetini oluşturan yanlışları ortadan kaldırmaya yönelik değil, iktidara muhalif kişileri tasfiye etmeye yönelik olmuştur. Cumhurbaşkanı’nın da ifadesiyle; tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet olan yapılanmada en ağır bedel ibadet kısmını oluşturan kesimlere ödetilmiştir. 15 Temmuz’un darbe girişimine doğrudan dâhil olma ihtimali bulunmayan öğrenci, öğretmen, memur, gazeteci gibi kesimlere yönelik uygulamalar ciddi mağduriyetlere sebep oldu” diye konuştu.

GAZİLER, TEREDDÜT ETMEDEN HAKLARINI ARAMALI

15 Temmuz şehit aileleri ve gazileri için toplanan paraların akıbetinin bilinmediğini söyleyen Karaduman, “Toplanan 340 milyon liranın akıbeti her soruşumuzda cevap aynı oldu; ‘vakfın hesabında duruyor’ deniliyor. Geçtiğimiz günlerde haklarını isteyen gazilerimize güvenlik güçleri müdahale etmişti ancak ‘Bizim için toplanan paralar nerede?’ sorusunu sormak bütün gazilerimizin ve şehit yakınlarının en doğal hakkıdır. O hain kalkışmada bütün partilere mensup vatanseverler herhangi bir çekince duymadan ve tereddüt etmeden sokaklara çıktı” ifadelerini kullandı. 

KANUN TEKLİFİNDE MUĞLÂK İFADELER VAR

Meclis’e gelen Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’ne ilişkin konuşan Karaduman, “Kapalı kapılar ardında yazılmış, çiftçinin, odaların yani paydaşların katılımının olmadığı kimlerin talebine yanıt verdiği belli olmayan, sadece ceza ve yaptırımlarla vatandaşımızı terbiye etmeye çalışan bu gibi kanun teklifleri ülkemizin ihtiyacı değildir. Bu kanun teklifinde gıda güvenliği hususunda ciddi endişeler doğuran muğlâk ifadeler vardır” değerlendirmesinde bulundu.

ANAYASA’NIN 26. MADDESİNE AYKIRIDIR

‘Yanıltıcı yayın’ ifadesinin hangi anlama geldiğini soran Karaduman sözlerini şöyle tamamladı: “Anlaşılan husus şudur ki; kendi mutfağına GDO’lu gıdalar sokmayan, doğal ürünlerle beslenen yöneticiler; yerli tohum isteyenleri, GDO’suz gıda isteyenleri, sağlıksız besleniyoruz diyen vatandaşları susturmaya çalışıyor. Gıda Bilim Kurulu’ndan bahsediliyor. Bilim kurulunun sağlıklı dediğine sağlıksız diyenlere 50 bin TL cezayı öngören düzenleme nasıl açıklanabilir? Bu durum, düşünce ve ifade hürriyetini güvence altına alan Anayasa’nın 26. maddesine aykırıdır.”

Editör: İbrahim Halil Aksoy